Belediye seçimine 2 yıl kalmış, 3000 nüfuslu bir ilçenin, mevcut bütün evleri, dükkanları ve boş arsaları, süper zengin bir iş adamı tarafından satın alınıyor. İlçe halkı, ilçede sahip olduğu hiçbir şey kalmadığından ilçeyi terk etmek zorunda kalıyor. İş adamı, önceden anlaştığı 3000 maaşlı işçiyi boşalan ev ve dükkanlara yerleştiriyor. İşçilerin yegane görevi: İlçenin yerlisi gibi yaşamak. Dükkanlardan kazandıkları para kendi inisiyatiflerinde. Bunun dışında her ay maaşlarını alıyorlar.
Böyle; kamu alanları dışında bütün alanların bir kişi ya da mekanizma tarafından sahiplenildiği ve yönlendirilebildiği bir ortamda, ilçeyi satın alan kişi, belediye seçimlerinde bir adayın seçilmesini istediğinde (Belediye başkanlığı için aday olan kişiler, iş adamının görevlendirdiği maaşlı işçilerden değildir. Partileri tarafından belirlenmiş ve o ilçeye uygun oldukları düşünülmüş, bu iş adamından bağımsız siyasetçilerdir. Seçildikleri takdirde, iş adamının düşüncelerine ters düşebilecek kararlar alma inisiyatifine sahiplerdir.) ilçe halkı, ilçe için yeni bir yönetici mi seçmiş olur, yoksa zaten vasfını yitirmiş bir "yönetim"in kuklalığına devam etmesini mi sağlar? Yani bu ilçeyi yöneten seçilen midir, seçtiren midir?
19 Mart 2010 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder