24 Mayıs 2010 Pazartesi

Gri

Hayatın paraya endeksli olduğu, sokakların olduğundan daha dar gözüktüğü, soba dumanlarının renkleri soldurduğu, ama kahkahaların hep daha şen, hep daha gürültülü duyulduğu bir şehirde büyüdüm. Her sabah üç kuruş para için 20 milyon kişi tarafından sikilen o şehrin, daracık bir sokağının, arabalar için parsellenmiş bir arsasında sosyalleştim, top oynayarak. Şehrin göbeğinde, şehirden uzak yaşadım, ve sıkılmayı öğrenene kadar çok eğlendim, fark etmeden. Tam da şehri tanımaya başladığım döneme denk geldi bu yeni tecrübem. Sabahında dökülmüş asfaltta söndürdüm ilk sigaramı, sıkıntıyla. Dumanını ben çekemeden, meltem çekti aldı ciğerlerimden. Gençtim daha. Bıktım. Şehir o kadar çok konuştu ki... Amına koyayım...

Üç kuruşa tüm hücrelerini satan bir orospunun koynuna doğdum, sokaklarında büyüdüm, evet! Uğraştım diğerleri gibi orospu çocuğu olmamak için, abilerime, kardeşlerime benzememek için. "Bu şehrin düzgün evladı da olabilir ulan!" diye haykırdım caddelerde önceleri. Yankısı yeni geliyor kulağıma, gülüyorum... Gençtim daha. Tez canlıydım. Parasız oynuyordum sokaklarda, ne bileyim! Aynı yere park etmek için para gerekiyormuş. Her şey için para gerekiyormuş. Sıkılmamak için, sikilmemek için para! Bilmiyordum ki... Anne şefkatini bile el değmeden paketliyorlar artık. İçime çekmeyi özlediğim kokular şişelerde. Her şey orijinal, bir gerçekler sahte. Her şey satılık. Her şey...

Parasız mutluluğu hayal ettim gençken hep, aklımı sikeyim! Boş boş düşüneceğime bir işe girip para kazansaymışım keşke. Bir dükkan bir şey açardım da yolumu bulurdum. Bu yaşımda hala paraya muhtacım. Hep o hayallerim yüzünden... "Sen mi kurtaracaktın memleketi?, Kimse cesaret edemezken kahramanlık senin neyine ulan?" Kahramanmış... Peh, sikimin kahramanı! Keyfimden dibini içmediğim sigaraları düşünüyorum şimdi. En uyduruğundan bir paket sigara bile almaya param yok. Şehir, kahkahalar eşliğinde, hayallerime gömüyor beni her gün. Pek kalmadı bitmesine. Bıktım can çekişmekten. Artık genç değilim. Kolay değil. Üşümek daha çok koyuyor. Öksürüklerim daha içten, daha samimi. Buz gibi...

O kadar uğraştım o orospunun memesinden doymamak için, aç kaldım. Şimdi diğer çocukları gibi kucağına aldı beni, sallıyor. Hiç bir anne bu kadar içine sokamaz yavrusunu, hiç bir annenin kucağı bu kadar soğuk olamaz. Öpüyor beni, solgun. Ölüyorum, amına koyayım...

0 yorum: