8 Aralık 2011 Perşembe

Azad

-Ali bugün ayın yedisi farkında mısın?
-Farkındayım
-Eee
-Dur ya bu kadar önemli bir şeyi söylemek çok da kolay olmuyor.
Yağmur çiseliyor, çiçeklerin kokusu burnumda, martılar bağıra çağıra uçuşuyorlar, sevdiğim kız yanımda. İki yıl boyunca söylememek zor geliyordu, şimdi ise söylemek. İhanetin adını koymak lazım artık. Sadece ihanet dersem öksüz kalır adımlarım.
-Noldu moralin mi bozuk senin?
-Hayır
-Bozuksa tamirci var şurda...
Ulan kaç yaşındasın yaptığın espriye bak...
Ulan kaç yaşındasın yaptığına bak...
Herşey belliydi artık, planı yapmıştım. Zamanı da gelmişti. Farkındayım bugün ayın yedisi. İki yıllık bir plan. Şöyle geriye dönüp bir baktım, ne bırakıyorum diye. Kardeşten öte bir dost ve sevgilim...
Beraberce yürüyorduk. Herşey yolundaydı. Ben çağırmıştım onu. Telefonda konuştuk. Pazartesi günü sınavımız vardı. Hiç çalışmamış onu anlattı. Yapacak birşeyim yoktu. Ben de çalışmamıştım. Yarın buluşalım dedim, takılırız. Biraz ısrarla kabul etti. Geldi, yanımdaydı.
-Çayın bitti mi?
-Bitti sayılır.
-Bitir de kalkalım, eve gidip biraz matematiğe bakacağım.
Çayı hızlıca yudumladım. Kalktık. Beyazıt yine kalabalıktı. Hele bir de hava kararmak üzere... Tramvaya doğru beraber yürüdük. İyice yaklaşmıştık. Artık planı gerçeğe çevirme vaktiydi.
-Pınar!
-Efendim
Tramvay durağının yanındaydık artık.
-Hani sana önemli birşey söyleyecektim ya...
-Sonunda! Söyle hadi dinliyorum!
Caminin minaresini fotoğraflamaya çalışan bir turiste takıldı gözüm. Niye bakarsın ki oraya. Sıradan bir cami. Tam da elektrik tellerinin altında durmuş. Şimdi kuş pisleyecek adamın üzerine.
-Ali hadi ne söyleyeceksen söyle
Ah be abicim kolunda araba fiyatında saat var gelmişsin burda cami minaresi çekiyorsun. Bin yatına gez denizlerde. Ah o para ben de olacaktı ki...
-Ali tramvay geldi bak...10 saniyen var söyledin söyledin yoksa gidiyorum ben.
Vadedilmiş sürelerdeydim artık.
İçimden ona kadar saydım...on bir...on iki...on üç...
-Sen bilirsin görüşürüz!
-Pınar ben...
on dört...onbeş...onaltı..
-Yani....
onyedi...onsekiz...ondokuz
-Bak....
yirmi...yirmibir... ...yirmisekiz
-Tramvay kaçıyor gitmek zorundayım. Görüşürüz
yirmidokuz...otuz...
Planımın ilk kısmı gerçekleşmişti. Diğer kısmı ise çok daha kolaydı. Gitmek.Herşeyi, herkesi geçmişi, geleceği bırakıp gitmek... Dostumu ve sevgilisini, sevgilimi de bırakıyordum. Onu son kez gördüm. Yirmi saniye daha fazla. Vadedilmiş sürelerden çıkarıldım. Artık zulüm çekme vaktiydi...

0 yorum: