-Bir kere olsun şu anahtarı ilk
seferinde bulayım. Çok da zor değil ki... 4 tane siyah olan değil,
o tek başına, beyaz renkli olan kapıyı açan.
Nihayet girebildim içeri, o soğuk,
varoş kokan evime. Çantaları yere bıraktım. Çok ağırlar!
Etraf karanlık. Elimle duvarı yokladım ışığın açma kapama
düğmesini bulabilmek için. Aylardır buradayım hala alışamadım
yerine, bulamıyorum ezberimden. Işıkları yakmamla beraber, duvara
bitişik olan kalorifer peteğinin üzerindeki siyah renkli ilaç
kutusu çarptı gözüme. Burda unutmuşum, çok aksattım
ilaçlarımı. Ayakkabılarımı çıkardım, beyaz fayanslar
üzerinde bırakarak onları, girdim içeri. Ev çok soğuk. Kombiyi
yaktım. Hala soğuk... Isınmam gerek!
...ve cevap bilgisayarımın ekranından
geldi. Anahtarlarımın sorduğu sorunun cevabı ondaydı. Beyaza
nasıl ulaşırım?
Ekran açıldığında ışığı
zayıftı, abartıcı kimliğimi de katarsam, ekran simsiyahtı, güç
kablosunu kontrol ettim, yerinden çıkmıştı kabloyu düzelttiğimde
parladı ve bir şeyler söyledi. Beyaz için çaba lazım dedi. O an
farkettim ki güzel bir muhabbet doğmak üzere. Bekle iki dakka
dedim, içeri gidip kırk iki dakikalık altı tane çarşaf ve bir
miktar kaçak tütünümle beraber dolaptaki şarabımı alıp geri
geldim. Karşımda, görmüş geçirmiş bir abi edasıyla sırıtıyordu
bana. Tam konuşacaktı ki dur dedim ve sigaramı sardım, şu
tütünün kalitesine bak dedim önce bir koklayarak, sonra da
rengini gösterdim ekrana. Simsiyahtı.
Elimde sarma sigaram, henüz daha
yakmamışım, sordum; beyaz için çaba lazım derken?
Yak sigaranı dedi bana.
Yaktım, çek dumanı dedi çektim,
bırak dedi...
Her yer bembeyaz dumanla kaplandı, bir
daha çektim bir daha bıraktım, o simsiyah tütün bembeyaz
olmuştu, heyecanlandım. Başka?
Aç şarabı dedi bana.
Açtım, doldur bardağa dedi,
doldurdum, bak dedi...
Bardakta bembeyaz şarabım duruyordu
dingin bir şekilde, o simsiyah şarap şişesi bembeyaz şaraba
dönüşmüştü, mutlu oldum. Başka dedim tekrar.
Kapat ışığı dedi bana.
Kapattım, bak dedi etrafa, baktım...
Etrafta yalnızca beyaz renkli
eşyalarım görünüyordu, diğerleri yok olmuştu, biraz buruldum.
Gözlerini kapa dedi bana bu sefer.
-Uyumak istemiyorum!
Uyumayacaksın korkma, beyaza ulaşmayı
öğretiyorum sana dedi.
Onun bu bilge tavırlarının beni etki
altına almasına karşı koyamadım, gözlerimi kapattım.
İşte o meşhur beyaz ışık!